1- Müsekkinler (Depresantlar) (Merkezi Sinir Sistemini Yavaşlatanlar):
a) Tabii Eczalar:
a.1) Afyon:
Tadı : Acıdır.
Kokusu: Keskin ve hoş değildir.
Renk : İlk etapta beyaz, havayla teması arttıkça kahverenginin tonlarına dönüşür.
Afyon, haşhaş kozasının çentiklenmek (çizilmek) suretiyle akan süt gibi beyaz usaresinden (özsu) elde edilmektedir. Hava ile temas ettikçe koyulaşır ve kahverengi bir renk alır. Haşhaş; dallı-budaklı, her sene tohumdan yetişen, beyaz, pembe, kırmızı ve mor renkte çiçek açan (temel renk beyazdır) bir bitkidir. Yapraklar geniş düz ve gümüşi parlaklıkta yeşildir. Olgunlaşan haşhaş bitkisinde, fındık ve küçük portakal büyüklüğünde bir kapsül (koza) oluşur. Kozanın kendisi bir uyuşturucu madde değildir. Afyon ve türevlerinin elde edildiği bir kaynaktır.
Koza afyon ve türevlerini ihtiva etmesi yanında, pasta ve çöreklerde kullanılan, yağı çıkarılabilen, tohumları da ihtiva eder.
Afyon grubuna dahil uyuşturucu maddeler merkezi sinir sistemi üzerinde uyuşukluk yaratan, fevkalade tesirli, kliniklerde kullanılan eczalardır. Bu gruptaki eczalar tıbbi alanda bilhassa ağrıları dindirmekte kullanılır ve faydalı vasıfları vardır.
Bir dönüm haşhaş tarlasından 60 kg. kapsül elde edilmektedir. değeri elde edilen Kapsülün afyona oranı % 0,4’tür. İlkbahar ve sonbaharda ekimi yapılan haşhaşın kapsülü, çiçeklerin dökümünden takriben 10 gün sonra çentiklenerek, ham afyon elde edilir.
Bileşiminde takriben
– % 10 morfin,
– % 0,5 kodein,
– % 6 narkotin bulunabilmektedir. Afyonun en önemli ve başlıca alkaloidi ( maddenin içeriğinde bulunan diğer maddelerin genel adı) morfindir.
Afyonun türevleri morfin, eroin ve kodeindir.
a.1.1) Kullanma Metotları:
Teneffüs Yolu:
Kimi tiryakilerce bu şekilde kullanılmakta olup, özel pipolar ile sigara gibi yakılarak içilmektedir.
Sindirim Yolu
Ya yutularak ya da çeşitli mayilerle (sıvı içerisinde eritmek suretiyle) karıştırılarak kullanılma şeklidir.
Deri Altına Zerk
Ender olmakla birlikte su içinde eritilerek şırınga ile deri altına zerk etme şeklidir.
Tıbbi bakımından afyon veya afyon ruhu geleneksel olarak, çeşitli rahatsızlıklar için kullanılmaktadır. Genellikle, diyare ve dizanteriye karşı kullanılır. Zira ince ve kalın bağırsakların hareketlerini yavaşlatır.
Ayrıca, derideki damarcıkları genişlettiği için terlemeyi arttırır. Bu sebeple nezle ve grip gibi mikrobik hastalıkların tedavisinde de kullanılır.
a.2) Morfin
Afyonun kimyasal yollarla ayrılmasından elde edilir.
• Bu alkoloide Yunanlıların uyku ilahı Morpheusha atfen morfin adı verilmiş olup, afyon bileşimi ortalama % 10 morfin ihtiva etmektedir.
• Beyaz renkli, kokusuz ve çok acı tatta olup, suda erir. Morfinin belli başlı tesiri, ağrıları gidermesidir. Uyuşturucu ve uyku verici tesiri beyin korteksindeki asap merkezi üzerindedir. Toz veya plaka (tablet) halinde bulunabilir.
• Argoda, “Hayalperest”, “Cevher”, “Amerikan Kelebeği”, “Matmazel Emma”, “Maymun” gibi isimler almaktadır.
• Morfin, mutat yolların herhangi biriyle kan dolaşımına karışır. Umumiyetle 200 mg. öldürücü doz olarak kabul edilir.
• Morfinden (aşırı dozda kullanım dolayısıyla) zehirlenen şahıs, önce depresyon geçirir, göz bebekleri kısılır, solunum yavaşlar. Nabız yavaşlar, kalbin atışı intizamını kaybeder.
• Genellikle eczanın alınmasından 5-10 saat sonra ölüm meydana gelebilir. 10 saatten fazla yaşayabilen hastalar genelde iyileşebilmektedir.
a.2.1) Kullanma Metotları :
i)Morfin, bilindiği gibi hekimlikte ilaç olarak kullanılan bir maddedir. Ağrıları dindirir, uyku verir ve çok güçlü bir anestezikdir. Tıbbi alanda deri ya da damara enjekte edilerek kullanılmaktadır.
ii) Kötüye kullanım durumunda (suiistimalinde) dumanın solunum yolu ile çekilmesi şekli de denenmektedir.
a.3) Eroin:Eroin, baz morfinin çeşitli kimyasal işlem ve süreçlerden geçmesi sonucu elde edilen bir uyuşturucudur. Morfinin yarı sentetik bir türevi olup, kimyasal yapısı “diasetil morfin hidrokloriddir”.
Eroin ilk olarak Almanya’da Bayer ilaç fabrikalarında çalışan kimyacı Dresser tarafından elde edilmiştir.
Beyazdan açık kahverengiye kadar değişik renklerde bulunabilen, kokusuz, acı, kristal, toz bir maddedir. Kapsül veya tablet haline de getirilebilir.
Beyaz toz eroin saf olarak satılmaz. Katkı adı verilen maddelerle karıştırılarak satışa hazır hale getirilir.Bu maddelerden sonra rengi kahverengiye dönüşür.
Esmer olanlar “Meksika Eroini”,pembe olanlar “Çin Eroini”olarak piyasada bulunabilmektedir. Literatürde 1 numaradan 4 numaraya kadar (renklerine göre) sıralanmaktadır.
Eroinin elde edilmesinde kullanılan en önemli kimyasal madde “Asetik Anhidrit”tir. Asetik Anhidrit maddesi, kuvvetli kokusu olan, hissedilebilen, renksiz bir sıvıdır. Bu madde sanayi alanında suni ipek, aspirin, bazı reçine ve verniklerin yapımında kullanılır.
1 kg. eroin elde edebilmek için 2 kg. Asetik Anhidrit gerekmektedir. Bunun dışında, yasadışı bir eroin laboratuarında bulunması gereken maddeler;
Bol su, ısı kaynağı, cam kap ve kovalar, tartı aletleri, sodyum karbonat, hidroklorik asit, alkol, süzgeç, eter, kireç kaymağı, aktif kömür‘dür.
Morfinden 4-10 defa daha güçlü bir maddedir.
Yasadışı yollardan Ülkemizde elde edilen eroin için saflık derecesi % 60 civarındadır. Mükemmel laboratuarlarda % 100 saflıkta eroin elde edildiği tespit edilmiştir. Buna Güney Doğu Asya ülkelerinde üretilenler örnek gösterilebilir. Genellikle perakende kullanım amaçlı olarak sokakta satılan eroin saf nitelikte olmamaktadır. İçine nişasta, pirinç unu, tebeşir tozu, aspirin, prokain benzeri çeşitli katkı maddeleri ilave edilerek eroinin saflığı düşürülmektedir. Sokakta satılan eroinin saflık derecesi % 5-12 olarak değiştiği gözlenmektedir.
a.3.1) Kullanma Metotları:
– Teneffüs yoluyla,
– Ağızdan
– Damar içine enjekte edilerek alınmaktadır (suiistimal edilmektedir).
Ancak son yıllarda, enjeksiyon yaralarının kişilerin uyuşturucu müptelası olduğunu göstermesi ve AIDS benzeri çeşitli bulaşıcı hastalıkların enfeksiyonlu enjektörler aracılığıyla geçtiğinin kanıtlanması üzerine, kullanıcılar bu yöntemden mümkün olduğunca kaçınmaktadır.
Enjektörle deri altına zerk etmede kullanılan malzemeler;
– Enjektör
– Kaşık
– Mum veya çakmak
– İp veya benzeri.
Eroin kaşık içerisine konularak bir miktar su (alkol veya limon suyu) ilave edilir. Alttan tutulan ateşle eroin sıvı hale gelir. Enjektöre çekilerek deri altına zerk edilir. Enjektör kullanılmadan önce, kol bir ip veya çorapla sıkılır. Özellikle AIDS hastalığının batı ülkelerinde yayılmasına en büyük etken olarak, uyuşturucu çekilen enjektörlerin dikkatsizce birden fazla kişi tarafından kullanılması gösterilebilir.
Eroin kısa bir süre kullanım devresinden sonra, kesin bağımlılık yapan bir uyuşturucu türüdür. Vasat bir bağımlının 4-6 saat arayla uyuşturucu alması gerekmekte, günlük tüketimi ise 50 mg. civarında olmaktadır.
Bir eroin bağımlısı ilk 3 ay içerisinde iradesini kullanarak tedavi olabilir. Bu kişilerin iyileşme şansı % 10 civarındadır. Bir yıl sonrasında ise bu şans % 1’lere düşmektedir.
Argoda; “Cevher”, “Süprüntü”, “Beygir”, “Beyaz Cevher”, “Şey”, “Kar”, “Sır”, “Oğlan” gibi isimler almaktadır.
a.4) Kodein:
Kodein, haşhaş kozası ve afyonda mevcuttur. Tıp alanında kullanılan kodein enellikle morfinden kimyasal süreçlerle elde edilmektedir. Kimyasal yapısı “metilmorfin” dir. Afyonda 0.5 oranında bulunur. Kodein kelimesi Yunanca “Haşhaş Başı” demektir.
Bağımlılık için uzun bir süre çok miktarda alınması gerektiğinden iptilası çok ender görülmektedir.
Kodein, toz veya tablet halinde yapılabilir. Beyaz renkli, kokusuz ve acımsı tattadır. Kodein, etkili bir öksürük giderici ve ağrı kesici olup, en çok tatbik edilen ilaçlardan biridir. Ağrı kesici olarak tesiri morfine göre 1/10’dur. Suda % 1 oranında, alkol ve klaroformda daha yüksek oranda erir.
Argoda; “Okul Çocuğu” olarak bilinmektedir.
b) Sentetik Eczalar: Bu maddeler, morfin yerine geçen sentetik maddelerdir. Bunlar normal olarak beyaz tabletler şeklinde hazırlanır. Fakat bazen üzerlerine çeşitli renklerde tabakalar geçirilir.
Günümüzde en az tabii narkotikler kadar tehlikeli olan bu maddelerin suiistimali gün geçtikçe tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır.
Sentetik eczalar içinde müsekkinler olarak bilinenler;
– Barbituratlar
– Trankilizanlar
– Sedatifler olarak tasnif edilmektedir.
Tıbbi amaçlar için imal edilen sentetik uyuşturucuların mutlak surette hekim kontrolünde kullanılması gerekmektedir.
Bu konu 1971 tarihli Birleşmiş Milletler Psikotrop Maddeler Hakkındaki Sözleşmesi’nde özellikli olarak yer almış, sentetik psikotropik maddeler uluslar arası bir kontrol sistemine girmiş bulunmaktadır.
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ile yürütülen yeşil ve kırmızı reçete tatbikatı, bu tür ilaçlar için fevkalade başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Sentetik uyuşturucular YEŞİL, uyarıcılar KIRMIZI REÇETE ile satılabilmektedir.
b.1) Barbitüratlar:
Barbitüratlar, merkezi sinir sistemini etkileyerek yatıştırıcı, teskin edici etkinlik gösterirler. Barbitüratlar, sentetik olarak değişik renk, hacim ve şekillerde kapsül veya tabletler halinde üretilirler. Tıpta kullanılan 30 kadar cinsi bulunur.
Bunlar doktor tarafından şahsı sakinleştirmek veya uykuya daldırtmamak üzere pek sık verilen ilaçlardır. Örneğin; sakinleştirmek üzere Phenobanbitalin ortalama bir tedavi dozu 15-30 miligram, uyku hali için ise 200-300 miligramdır. Bununla beraber, düzenli bir barbiturat müptelası günde 2000 miligram doza kadar kullanabilir.
Bu eczalar; başlangıç süreleri ve tesir süreleri bakımından farklıdırlar. Genellikle daha çabuk etki gösteren maddeler müptelalar için daha fazla tercih edilir. Barbituratlar 300 miligram alındığında derin bir uyku hali yarattıkları ve bu uyku halinin 4-8 saat arasında sürdüğü, 1 gram alındığında ölüme sebebiyet verdiği sanılmaktadır.
Ayrıca, barbituratlar alkolle alındığında ölüme sebebiyet verebilmektedir. Bu maddeler genellikle yutularak alınırlar. Yalnız, suda eritilerek deri altına zerk edilmek suretiyle de kullanılabilirler. Eroin karıştırarak, sigara gibi içenler de vardır.
Suiistimali en çok yapılanlar, sarı kapsüller şeklinde imal edilen Pentobarbital Sodium, mavi kapsüller halinde imal edilen Amobarbital Sodium ile kırmızı ve mavi kapsüller halinde imal edilen Amorbarbital Sodium ve Secobarbital Sodium’dur.
Barbituratlar alındığında alkol sarhoşluğunun belli özelliklerini gösterir. Fark sadece kokularıdır. Alkol alanların ağızları kokar. Barbituratlar ise koku yapmazlar. Kullanıcılar yürürken sallanırlar, tökezlerler, derin bir uykuya dalarlar. Küçük dozda bir barbiturat, şahsın rahatlamış ve hoşgörülü görünmesini sağlayabilir. Fakat o şahsın alışılandan daha yavaş tepki göstermesine de sebep olur.
Bu maddenin yüksek dozda kullanılmasından doğan arazlar; uyuşukluk, sinirlendirici davranış, kahkaha, sendeleme, intizam bozukluğu, reflekslerde zayıflama, artan terleme, göz bebeklerinde küçülmedir. Aşırı dozda alındığında şahsın şuursuz halde kendisini kaybetmesine de sebebiyet verir. İlacı kullanmayı bırakanlarda uykusuzluk, bulantı ve kusma, karın krampları, titreme, evham, halsizlik, gayri ihtiyari kas hareketleri gibi arazlar görülür.
Argoda ise; “Pembeler”, “Kızıllar”, “Kırmızı Kuşlar”, “Mavi Gökler”, “Çifte Bela”, “Noel Ağaçları”, “Dikenler” gibi isimler alır.
b.2) Trankilizanlar:
İnsanları sakinleştirmek ve kullananı uykulu hale getirmeksizin veya akli ve fiziki uyanıklığını azaltmaksızın endişelerini gidermek üzere kullanılırlar.
Reçete ile verilmektedir. Bir çok ülkede reçetesiz de temin edilebilmektedirler.
Bunların en çok suiistimal edilenleri Meprobamate, Chlordiavepoxide ve Diazepamlar’ dır. Yüksek dozların tesiri altında iken ve ani vazgeçmeden sonra barbituratlarda görülen belirtilere rastlanır.
b.3) Sedatifler.
Akli/Zihni aktiviteyi ve uyanıklığı yatıştıran ancak bartüratlar gibi uykulu hal alınmasını önleyen sentetiklerdir.
Bağımlılar arasında çok sevilir piyasada bir çok isimle bulunabilir. Bunlar Mehaqualone, Glutethimidi ve M Hapları olarak bilinen Mandraxtır.
Bağımlılar ilk önceleri kendilerini cesur ve iyi hissetseler de sonrasında kendilerini yalnız ve çevresinde kaybolmuş hissederler.
Yarım saat içerisinde etkisin gösterir ve 8-18 kadar sürer.
Uyarıcılar (Stimülanlar) (Merkezi Sinir Sistemini Uyaranlar):
a) Tabii Eczalar:
a.1) Koka Bitkisi:
Bu bitki Orta ve Güney Amerika ülkelerine münhasır bir bitki olup, çoğunlukla Peru, Bolivya, Brezilya ve Kolombiya’da yetişmektedir. Sıcak ve nemli bir iklime ihtiyaç gösterir. Boyu 1,5 m. civarında, yaprakları düzgün ve ovaldir.
Güney Amerika’da yaşayan kızılderililer tarafından, uyarıcı olarak ve açlık duygusunu azaltmak için yanaklarda tütün lokması şeklinde çiğnendiği bilinmektedir. 16.yüzyılda buraları işgal eden PİZARRO komutasındaki İspanyollar bu durumu tespit etmişlerdir.
Koka bitki örtüsünün %60’ı Bolivya, %30’u Peru, %10’u da Kolombiya’da bulunmaktadır.
a.2) Kokain:
Kokain, koka yaprağının başlıca alkoloididir ve kimyasal usuller ile elde edilir. Baz kokain, beyaz kristalize bir tozdur. Bu madde hidroklorik asitle işleme tabi tutularak sonuç elde edilmektedir. Yaklaşık 300 kg. koka yaprağından 1/2 kg. kokain elde edilmektedir. Bu madde genellikle asit borik veya sodyum bikarbonat gibi beyaz toz halinde maddelerle karıştırılarak saflığı azaltılmaktadır.
Argoda; “Yaprak”, “Kar”, “Altın Tozu”, “Gök Tozu”, “Cennet”, “Neşe Pudrası”, “Beyaz Kız”, “Dinamit”, “Neşeli Toz”, “Cin”, “Şans Tozu” gibi isimleri alırlar.
a.2.1) Kullanma Şekilleri:
1- Toz halinde buruna çekme
2- Damara zerk (enjeksiyon)
3- Kokain-eroin karışımını deri altına zerk
Yılda 1200-1900 kg. kokain tıbbi kullanım için meşru olarak imal edilirken, bundan kat kat fazlası kaçakçılar tarafından yasa dışı amaçlar için üretilmekte ve pazarlanmaktadır.
a.2.2) Etkileri:
1- Yorgunluk hissini azaltır,
2- Konuşkanlık verir,
3- Keyif ve heyecan verir,
4- Gözbebekleri büyür,
5- Kalp atışları ve tansiyon yükselir,
6- Yüksek dozda bulantı ve kusma olur.
Yüksek dozda alınması durumunda, aşırı yüz sararması, baş dönmesi, solunum ve kalp atışlarının yükseltmesine, neticede ölüme yol açar.
a.2.3) Kokain Kullananların Tanınması:
1-Burnunun kırmızı şekli,
2-Kollardaki enjeksiyon izleri,(sadece iki belirti yazıldığı için başka uyuşturucu kullananların tanınması ile karıştırılabilir mi?)
3- Aşırı enerjik ve neşelilik hali.
a.3) Crack:
Kokainin daha ucuz fakat daha tehlikeli bir türevidir. Kokain hidroklorit (HCL) ve yemek sodasının su içerisinde karıştırılarak ısıtılmasıyla elde edilen, beyaz veya krem renginde, kokainden daha etkili bir uyuşturucudur.
Uyuşturucu müptelalarının belirttiğine göre; crack müptelalığı, eroin ve kokain müptelalığından en az 3 kat daha ağırdır. Burun yolu ile alındığında, 10 saniyeden daha az bir sürede beyine ulaşır. Bu madde etkisi açısından kokainden en az 10 kat daha hızlı ve ölümcüldür.
Etkileri:Sürekli kullanıldığından uykusuzluk, sinir bozuklukları, çok ciddi paranoya, cinayet veya intihara kadar götüren stres yapar.
Kullanıcı çok hareketli, aktif, sinirli ve kızgın olur.Boğuk seslilik,bronşit ve diğer solunum problemlerine yol açar.
İştahsızlık sonucu kilo kaybına neden olur.Beyinin biyokimyasal yapısını bozar ve bütün uyuşturucu maddelerden daha çabuk bağımlılık meydana getirir.
b) Sentetik Eczalar:
b.1) Amfetaminler:
Amfetaminler 1920 yılında ABD’ de solunum yolları ve benzeri hastalık tedavisinde kullanılan efedrinden daha etkili bir madde araştırılırken tesadüfen bulunmuşlardır. Önceleri ağız ve burun yoluyla kullanıldığında sadece solunum yollarını genişlettiği sanılan bu maddenin beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindeki etkilerinin tanınması 1930 yılına kadar süren çalışmaların sonucunda gerçekleşmiştir.
1940 yılından sonra değişik hastalıkların tedavisi için oldukça geniş uygulama alanı bulan amfetaminlerin tedavi sınırları, bağımlılık yapmaları ve yan etkileri nedeniyle gittikçe daraltılmış ve 1970’ li yılardan sonra da bir-iki hastalığa kadar indirilmiştir.
Günümüzde amfetaminler ender olarak;
Narkolaepsi adı verilen, gün içinde özellikle tekdüze işlerin yapıldığı sırada ortaya çıkan önüne geçilemez derece
1- Güçlü bir uyuklama durumu olan ve ender görülen bir hastalığın tedavisinde;
2- Hiperaktif adı verilen, aşırı derecede hareketli olan, çevreye uyumu güç ve okul başarı düşük olan, beyan zedelenmesi geçirmiş olan çocukların tedavisinde,
3- Bazı sara (epilepsi) türlerinde yardımcı ilaç olarak kullanılır.
4- Amfetaminler merkezi sinir sistemini uyaran eczalardır. Tıbbi olarak, uyku hastalığı hallerinde, daha az yemek için şişmanlık hallerinde kullanılırlar.
5- Uyarıcı özelliğinden dolayı sporcular tarafından doping olarak kullanılmaktadır. İlaç alındıktan sonra kan dolaşımı hızlandığından bütün duygular alarma geçer. İlacı alan kişi uzun süre uykusuzluğa dayanabilir.Zamanla yapılan doz artırımı kişide istenmeyen neticeler husule getirmektedir,
Meşru üreticiler, amfetaminleri çeşitli şekil ve büyüklüklerde tablet veya kapsül haline getirmişlerdir. Ampül şekli de vardır. Gayri meşru amfetaminler görünüş olarak yasal olanlardan ayırt edilemez.
Suiistimal maddesi olarak amfetamin özellikle ağızdan alınır. Bazı ülkelerde suda eritip deri altına zerk etmek de popülerdir.
Argoda; “Canlılık Hapları”, “Göz Açıcılar”, “Uyandırıcılar”, “Kamyon Şoförleri”, “Yardımcı Pilotlar”, “Şeftaliler”, “Portakallar”, “Güller”, “Yeşilimsiler”, “Atlı Karıncalar”, “Ayak Topları” gibi isimler alırlar.
Ancak bu uyuşturuculardan suiistimali yapılanlardan, belirli isimlerle yaygın olarak kullanılan ve tanınanların ele alınmasının daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.
1-Captagon
Sentetik bir uyuşturucu türüdür. Önceleri Almanya’da yasal olarak üretilen bu maddenin üretimi, suiistimalinin artması üzerine durdurulmuştur. Üretiminin durdurulmuş olması ile birlikte yasal olmayan yollardan, yüksek kazanç elde etmek için çeşitli ülkelerde kaçak olarak üretilmeye başlanmıştır.
Piyasaya captagon ticari adı ile sürülen ve etken madde olarak fenetylline içeren bu uyuşturucunun özellikle Arap ülkelerinde kullanımı yaygındır.
Captagon üretiminde tespit edilen iki aşama vardır. Birincisi fenetylline maddesinin imali edildiği kimyasal aşama, ikincisi ise elde edilen etkin maddenin tablete dönüştürülmesi olan fiziksel aşamadır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; yasadışı yollardan captagon üretimi yapan şahıslar, daha fazla uzmanlık, zaman ve laboratuar malzemesi gerektirdiğinden, fenetylline maddesini doğrudan temin edip, ikinci aşama olan ve çok uzmanlık gerektirmeyen fiziksel aşama devresinden itibaren üretime geçmektedirler.
Önceleri etkin maddesi fenetyllin olarak üretilen ve satılan captagonun, üretiminin yasaklanması neticesinde yasadışı yollardan gizli laboratuarlarda üretilmeye başlanması ile etkin maddesi ve içerisinde ne olduğu tam olarak bilinmeyen, ancak hapların üzerlerinde ki captagon logolarından dolayı captagon adı ile satışı yapılan, farklı özelliğe sahip haplarda Tespit edilmiştir.
2-Extacy ( Metilen Dioksi Met Amfetamin –MDMA- )
Merkezi sinir sistemini uyaran amfetamin türevi, halusinasyonlara da sebep olabilen sentetik bir uyuşturucudur. Tablet, kapsül, toz veya sıvı şeklindedir.
İlk olarak Çeçe sineği gibi böcekler soktuğunda insanları uyku halinden kurtarmak için 1912 yılında üretildiği bilinen extacy; uyuşturucu olarak ilk defa 1985 yılında Hollanda’da rapor edilmiştir. Kullanımı, 1980’li yıllarda kısmen genç insanlar arasında ev müzik kültürünün yaygınlaşması ile birlikte hızlı bir yükselişe geçmiştir.
Bu tip maddelerin suiistimalinin riziko bilinci gayet düşüktür. Ağızdan kullanımı tehlikesiz görülmektedir. Ancak sağlık uzmanları, bu maddelerin merkezi sinir sistemine ve vücuda olan zararlarını sürekli olarak bildirmektedirler.
Riziko bilincinin düşük olmasından kastedilen, hastalanıldığında kullanılan haplar gibi kullanımının kolay ve risksiz görülmesidir. Diğer bütün uyuşturucu maddelerde olduğu gibi extacy’nin sağlık riski sadece bu maddenin farmakolojik özelliklerine değil, kullanan grubun doğasına ve kullanılma şartlarına da bağlıdır.
Moda uyuşturucular olarak bilinen bu tip sentetik maddelerin üretilmesi, genelde var olan etkin maddenin özel muameleler ve kimyasal yöntemlerle moleküler anlamda değişiklik yapılması neticesinde birtakım ara maddelerinde katılmasıyla yapılmaktadır.
3) Hayal Gösterenler (Halusinojenler)
(Duyuların Bozulmasına Sebep Olanlar):
a)Tabii Eczalar:
a.1) Esrar:
Kenevir bitkisinin botanikteki adı “CANNABIS SATİVA”dır. Yıllık yetişen bir bitki olup, tarımı yapılmasının yanında doğada vahşi olarak yetişebilir. Boyu 1-3 metre arasında değişebilen bu bitkinin yaprakları dar, uzun testere biçiminde ve yelpaze görüntüsü verir.
Esrar maddesi (etkin maddesi THC-Tetra Hydro Cannabinol) kenevirden elde edilmektedir.
Uyuşturucu üretimi için yapraklar ve tepeler toplanır. Bitki çiçek halindeyken, üst kısımdaki yapışkan reçine kazınarak ve üst yaprakları kesilmek suretiyle toplanır. Reçineden esrar elde etme, yaprağın kullanılmasından 10 kez daha kuvvetlidir.
Asya kökenli bu bitkinin dünyanın hemen hemen her yerinde ve ikliminde yetişme özelliğine sahip olması, en yaygın kullanılan bir uyuşturucunun (esrar) imal temelini oluşturur. Tarihi MÖ 3000 yıllarına kadar giden kenevir bitkisinin elyafından halat, çuval yapılmaktadır.
Ülkemizde ekimi, lisanslı ve kontrollü olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığının gözetiminde gerçekleştirilmekte olup, yalnızca THC içermeyen ekimine müsaade edilmektedir. Maddenin kullanımı yasaktır. Esrar maddesinin etkili aktif maddesi bileşiminde bulunan THC (Tetra Hidro Cannabinol) dir.
Ortadoğu’da Hashish (esrar) kelimesi genellikle hem yaprakları hem de reçineyi veya bunların bir karışımını ifade eder. Reçinenin kendisi kahve renklidir ve genellikle bloklar ve düz plakalar halinde sıkıştırılırlar. Kenevir bitkisinin görülebilecek bir şekli de çubuk şeklidir. Bunun dışında bu madde koyu kahverengi yağ halinde görülür. Buna likit esrar, esrar yağı, marihuana yağı gibi isimler verilebilir.
Kenevir normal olarak sigara halinde içilir. İstisna kullanma şekillerine rastlanmakta mümkündür. Kullananlar, etkinin istenilen düzeyde olmasını temin için dumanı iyice derine çekerek akciğerlerde mümkün olduğu kadar uzun tutarlar. Etkisi 15-30 dakika içerisinde hissedilmeye başlar, 4 saat kadar sürer.Etkileri Esrar kullanmanın dışa yansıyan en belirgin özelliği gözlerin kızarmasıdır. Ağız kuruması, küçük tuvalet ihtiyacı, acıkma,uykulu bir hal, fazlaca terleme, soluk bir yüz, diğer görüntülerdir. Başlangıçta, neşe ve konuşma hali gibi canlılık veren esrarın bir süre sonra etkisi değişerek hayal gösterici niteliğe sahip olur. Zaman, mekan, duygu mefhumları değişir. Panik ve ölüm korkusu başlar. Bu maddenin terk edilmesi bedeni rahatsızlık yapmaz.
İnce elekten geçen 1. esrara Ülkemizde ve Orta Doğu Ülkelerinde “Haşiş”, elde edilen 2. esrara Amerika ve batı ülkelerinde “Marihuana” adı verilir. Geri kalan artıklara “Paspal” adı verilir. Argoda; “Çalı”, “Tereyağı Çiçeği”, “Kavanoz”, “Temcit Pilavı”, “Yeşillik”, “Kıkırdama Dumanı”, “Aşk Otu”, “Meryem Habercisi” ve “Meryem” gibi isimler alır.
a.1.1) Özellikleri:
1- Yıllık, yalnız bir mevsim yaşar, çiçek açma 14-18 hafta sonra olur.
2- Yeşil renklidir, yanarken özel bir kokusu vardır.
3- Çok soğuk bölgeler hariç her yerde yetişir, hasatı eylül ayı civarıdır.
4- Bir metre ile altı metre arasında uzayabilmektedir. Yaprakları palmiye biçimindedir.
5- Yaprak kenarları testere gibidir, erkekler polen tozu, dişiler tohum üretir.
a.2) Likit Esrar:
Esrar olarak tanımlanan uyuşturucu madde kenevir bitkisi içerisinde bulunan THC (Tetra Hydro Cannabinol) isimli aktif maddedir. THC aktif maddesinin kana karışması suretiyle uyuşturucu özellikleri ortaya çıkmaktadır. THC maddesi % 2 ile % 20 arasında değişkenlik gösterir.
a.3) Maskelin:
Meskalin, Orta ve Güney Amerika’da yetişen ananas şekil ve büyüklüğünde bir kaktüsten elde edilmektedir. Tablet, kapsül ve sıvı halde kullanılmaktadır. Kuvvetli acı bir tadı vardır. Etkileri 10 saatten fazla sürmektedir. Ülkemizde yaygın bir kullanım alanı bulunmamaktadır.
Hayal ve evhama sebebiyet verdiği için bu isim verilmiştir. Kullananların anlayış kabiliyeti hemen hemen yok olmuştur. Duyu organlarını yanıltıcıdır.
. b)Sentetik Eczalar:
b.1) LSD:1943 yılında bir kimyacı Migren tedavisi için araştırma yaparken, LSD’yi keşfetmiş ve ilk olarak çavdar küfünün içinde bulunan bir asitten imal etmiştir. LSD pek çok durum ve şekilde imal edilebilmektedir.
LSD, Lysergic Acid Diethylamide’nin kısa yazılışıdır. Kokainden 100 kat daha güçlüdür.
Teşekürler verdiniz bilgiler icin